Bağlanmış olan klor bileşikleri suyun hijyenini bozmasının yansıra insan vücudu için kanserojen etki oluşturmaya başlar. Ortamda ağır klor kokusu, boğaz kuruluğu, boğaz yanması, cilt kaşıntısı ve göz yanması gibi sağlık sorunları insan cildine olan direk etkilerindendir.
Bunu şu örneklemeyle açıklayalım, Suya atılan klor öncelikle su ile reaksiyona girerek Hidroklorik asit 'e (HCL) ve Hipokloröz asit'e (HOCL) dönüşür.
CL2 + H2O = HCL + HOCL
İşte bakteriyle reaksiyona girerek onu öldürende Hipokloröz asit (HOCL) dir.
Havuz suyuna 1 molekül NH3 (İdrar) girdiği zaman klor, amonyağı parçalamak için amonyak yapısının içine girmeye başlar.
NH3 + H0CL = NH2CL + H2O (Monokloramin)
NH2CL + HOCL = NHCL2 + H2O (Dikloramin)
NHCL2 + HOCL = NCL3 + H2O (Trikloramin)
2NCL3 = N2 + 3CL2
2NH3 + 6HOCL = N2 + 3CL2 + 6H2O
Böylece 2 molekül Amonyak (NH3) 6 molekül Hipokloriz asit (HOCL) ile reaksiyona girerek, Azot (N2) ve klor (CL2) gazına dönüşüp havuzdan yok olur. Eğer havuz suyuna yeteri kadar klor verilmez ise Amonyak , Azot gazına dönüşmeden Kloramin basamağında kalacaktır. İşte Kloramin basamağında kalmış bu yapıya bağlı klor denir.
Bağlı klor; suda klor kokusuna, gözde ve ciltte iritasyona, orta kulak iltihabına, mayo ve boyalı saçlarda renk atmasına sebep olur.
Temiz bir suda, 10 ppm serbest klor seviyesinde dahi, bağlı klorun yarattığı yukarıda bahsedilen etkiler görünmez.
Sağlık Bakanlığı su da en fazla 0,2 ppm (mg/lt) bağlı klor oluşumuna müsaade etmektedir.
Bağlı kloru önlemek için haftalık kullanıcı yoğunluğuna bağlı olarak haftada 1 (bir) defa şok klorlama yapılmalı ve havuza taze su almaya özen göstermelisiniz